Duyguları İngilizce İfade Etme

Duyguları İngilizce İfade Etme



Yayınlanma Tarihi: 07.01.2025Kategori: İngilizceOkunma Sayısı: 30

https://www.ingilizcemi.com.tr/mn/girilecek-yazilar.phphttps://www.ingilizcemi.com.tr/mn/girilecek-yazilar.php

Pozitif Duygular

  • Happy (Mutlu):
    I feel so happy when I spend time with my family.
    (Ailemle vakit geçirdiğimde çok mutlu hissederim.)

  • Excited (Heyecanlı):
    She is excited about her new job opportunity.
    (Yeni iş fırsatı için heyecanlı.)

  • Proud (Gururlu):
    He is proud of his daughter’s achievements.
    (Kızının başarılarıyla gurur duyuyor.)

  • Relieved (Rahatlamış):
    I was relieved when I finished the project on time.
    (Projeyi zamanında bitirdiğimde rahatladım.)

  • Grateful (Minnettar):
    I am grateful for the support of my friends.
    (Arkadaşlarımın desteği için minnettarım.)


Olumsuz Duygular

  • Sad (Üzgün):
    She felt sad when her friend moved to another city.
    (Arkadaşı başka bir şehre taşındığında üzüldü.)

  • Angry (Öfkeli):
    He got angry because they didn’t invite him to the meeting.
    (Onu toplantıya davet etmedikleri için öfkelendi.)

  • Frustrated (Sinirli / Hüsrana uğramış):
    I feel frustrated when my efforts are not appreciated.
    (Çabalarım takdir edilmediğinde sinirleniyorum.)

  • Lonely (Yalnız):
    After her parents left, she felt very lonely.
    (Ailesi ayrıldıktan sonra çok yalnız hissetti.)

  • Anxious (Endişeli):
    He is anxious about the upcoming exam results.
    (Yaklaşan sınav sonuçları konusunda endişeli.)


Nötr veya Karmaşık Duygular

  • Confused (Kafası karışmış):
    I was confused by the instructions given by the teacher.
    (Öğretmenin verdiği talimatlarla kafam karıştı.)

  • Bored (Sıkılmış):
    I was bored during the long meeting.
    (Uzun toplantı sırasında sıkıldım.)

  • Calm (Sakin):
    She stayed calm despite the stressful situation.
    (Stresli duruma rağmen sakin kaldı.)

  • Nervous (Gergin):
    He was nervous before the presentation.
    (Sunumdan önce gergindi.)

  • Surprised (Şaşırmış):
    I was surprised to see him at the party.
    (Onu partide gördüğüme şaşırdım.)


Yoğun Duygular

  • Overwhelmed (Bunalmış):
    I feel overwhelmed by the amount of work I have to do.
    (Yapmam gereken işin miktarı beni bunaltıyor.)

  • Heartbroken (Kalbi kırık):
    She was heartbroken after the breakup.
    (Ayrılıktan sonra kalbi kırılmıştı.)

  • Euphoric (Aşırı mutlu / Coşkulu):
    Winning the competition made him feel euphoric.
    (Yarışmayı kazanmak onu aşırı mutlu etti.)

  • Terrified (Dehşete kapılmış):
    I was terrified when I saw the huge spider in my room.
    (Odamda kocaman bir örümcek gördüğümde dehşete düştüm.)

  • Hopeful (Umutlu):
    We are hopeful about the future despite the challenges.
    (Zorluklara rağmen gelecek konusunda umutluyuz.)

Yazar Avatar

Araf AYDIN

Yazar

qwe

Henüz yorum yapılmamış.